.....
Bazen bir savaş başlar.
Bu savaş pek çok yerde gerçekleşiyor olabilir.
İş yerinizde, evinizde, ailenizle, sevgilinizle, her neyse.
Savaşa girmeden önce bir bakmak lazım.
Kalbî denklik aramak lazım.
İyilikte ve kötülükte de.
Aşil'in karşısına Hektor,
Fatih'in karşısına Uzun Hasan'ın gelmesi lazım mesela...
Yani eğer, “ben bu savaşa girerim ve dahi kazanırım kazanmasına da şu kılıcı kınından çıkarmaya ne gerek var” diyecek kadar üşeniyorsanız, uzak durun diyorum.
Onlardan olmayın, diyorum.
Ancak unutmayın ki modern şehirli, ona dayatılan başarı ve performans kriterleri ekseninde karşılaştığı her savaşa girer.
Bu nedenle bazen evinizin içinde, bazen yolda hemen yanınızda, bazen iş yerinizde kılıç, kalkan ve kesik damar sesleri duyacaksınız.
Güzel bir şarkı düşünün ve onu duymaya çalışın çünkü geri kalan bütün o sesler dünyayı sizin için daha da içinden çıkılmaz bir yer haline getirecektir.
Siz siz olun, kalp denkliğinizin bulunmadığı biriyle, hiçbir türden bir savaşa girmeyin.
*
Şimdi bir sona yaklaştığımı öngörüyorum ben de.
Kılıçlar çekilmiş, damarlar belirgin, yüzler silik, yüzler birbirinin aynı.
Yeniden doğmak için ölmek şart.
Öyle mi sahiden?
Şu duvara bir kapı çizmek lazım, bir de tokmak.
Tutup açmak, dışarı çıkmak, dışına bütün bunların.
Sonsuzluğa çıkan tünel nerede, ucundaki ışık duruyor mudur hâlâ?
Şu duvara bir kapı...
(alıntı)
Ve...................
...yeni gelen günü karşıladığım....
Erken kalktığım bir sabah toprak kokusunu içime çektiğim...
Akşamları sulayıp ellerimi üzreinde dolaştıracağım fesleğenimin olduğu bir de pencere.....
Günü karşıladıktan sonra sevdiklerimizi mutlu etmek için bir de ev pohaçası.
Sıcacık ve mis kokulu...
3/4 cup eritilmiş soğutulmuş tereyağı
1/2 cup sıvı yağ
1 cup yoğurt
1 adet yumurta+1 yumurta akı
1 paket kabartma tozu
1/4 tsp karbonat
2-3 damla limon suyu
3+2/3 cup un
İÇİNE;
Yarım su bardağı ezilmiş beyaz beynir
Yarım su bardağı lor peyniri
1 su bardağı ince ince kıyılmış maydanoz, dere otu
Tuz, karabiber, kırmızı pul biber.
Çörek otu
ÜZERİNE;
1 adey yumurta sarısı
Fırını fanlı olarak 200 dereye ayarlayıp ısıtmaya başlayalım.
Tereyağını, sıvı yağı, yoğurt, limon suyu ve yumurta akını tel çırpıcı ile iyice çırpalım.
Unu, tuzu ve kabartma tozunu, karbonatı karıştırıp eleyelim. Karbonatı biraz yumuşaklık versin diye ekliyorum. Limon suyu da bu iki malzemeyi dengelesin diye ekleniyor. Daha küyürküyür pohaçalar isterseniz bu iki malzemeyi eklemedende yapılabilir.
Unlu malzemelere sıvı malzemeleri ilave edip kulak memesi kıvamında yoğuralım.
Baharatları da ilave edip biraz daha yoğurdukdan sonra en son peynirleri ve ince doğranmış maydanozu ile dere otunu ekleyelim.
Hamuru iyice yoğurup yuvarlak şekil verelim.
Fırın tepsisine yeğlı kağıt yerleştirelim.
Pohaçaları aralıklı olarak tepsiye dizelim.
Üzerlerine yumurta sarısı sürelim ve çörek otu serpelim.
Bir hile; yumurta sarısına sıvı yağ eklenir ise pohaçalar daha parlak olur:)
Tepsiyi ısınan fırına alıp pohaçaların üzeri kızarana dek 18 dakika pişirelim.
Afiyet olsun…
Ahçının notu: Eğer denemek isterseniz peynir eklemesi olmadan da yapabilirsiniz.
