9 Ocak 2011 Pazar

KIRMIZI VE BEYAZIN AŞKI


Şimdi mesela her yerde kırmızı güller olsa. Kırmızı dediğim, kan kırmızısı! Annesi kızıl, babası bordo bir kırmızıdan söz ediyorum. Saçlarıma takılsa kırmızılık önce, dudağıma aksa sonra usul usul. Aşık olursun bana o zaman, biliyorum. Gecenin ortasında açan, beyaz bir gül bedenim. Ne zaman duysam sesini tomurcuklanıyorum, sen ise yıldızları sayıyorsun geceleri, yanıma uzanıp sere serpe. ' Paris'te Son Tango ' yu okur gibiyim seni düşlerken, dudaklarım gergin, zihnim açık, gözlerim ışıl ışıl. arap olsun yeter! Olsa olsa yanaklarım pembeleşir, sesim çocuklaşır, saçmalarım biraz, ben yürürken sen izler gülersin. Daha ne! Bazen diyorum ılık suyla dolu bir havuzda yatsam sırt üstü, açsam kollarımı bacaklarımı, yıldız olsam suyun yüzeyinde, yıldızları izlesem karanlık gecede ve kar yağsa usul usul üzerime. İşte o zaman izin verebilirim, kendini bir kar tanesi zannetmene. Ama hayır, sen sadece güzel bir çocuksun, gecenin evlat edindiği.Ben ise gel-git'i bol ay dedenin, küçük kızı gibiymişim, öyle dedi biri bana, dün gece. Göz kapaklarını bile sevebilirim senin bu mevsimde. Parmak uçların için bir şarkı besteleyebilirim ve çizebilirim resmini kalp atışlarının. Bunları bilme sen yine de. Beni beyaz bir elbisenin içinde hayal etme. Yarından ötesini hayal edemeyecek kadar meşgul olalım kendimizle. Kuyruğunu öreyim ben karamel rengi güzel bir midillinin. Sen kucağında bir köpek yavrusu, sonsuz kahkahalar at. Sonra buluşalım gökkuşının bittiği yerde. Parmaklarıma çilekler takayım ve öp avuç içlerimi reçele çalan dudaklarımı öpercesine. Tori piyano çalsın bize ve gülümsesin tüm deniz kızları. Bir sonraki notayı tahmin edemeyecek kadar mutlu olalım ve bunu herkesten gizleyecek kadar çocuk. Ama unuttur bana önce ne var ne yoksa geçmişe dair. De ki, 'Bugün doğduk ve sonsuza dek beyaz kalacağız!' De ki, ' Bugün doğduk ve kahkahalarla yaşlanacağız!' Bazen inanıyorum her şeye. İnanmak istiyorum belki de ve elimden geleni yapıyorum bir şekilde. Yaptığım ne varsa,hepsi benden başkasını düşünmeden, inadına bencilce. Seversem seni eğer, bencilliğim incitmeyecek seni, korkma! Seversem, ben olacaksın. Benim bir parçam. Bizcil olacak bencilliğim. Onların olmadığı bir dünyada, iki bedene bölünmüş tek kişi olacağız. Ben varken kimse acıtamaz canımızı, korkma. Olsa olsa sorular sorarlar. Olsa olsa, dinliyormuş gibi yapar, hayaller kurarız elimiz çenemizde. Onlardan bize ne. Tek umursadığım, şu an. Yarının bir önemi yok şu saatte. Şimdi mutlu olsak, yeter bize. Şimdi Tori çalsa, şimdi şaraptan pembeleşse yanaklarımız, şimdi gereksiz ama şeker kokan kahkahalar atsak karşılıklı, şimdi her yerde kırmızı güller olsa. Bedenim kırmızı bir gül bahçesindeki tek beyaz gül, göz kırpsa boşluğa. Öpsen dudaklarımdan belki, belki biraz kar yağsa...
Adını hiç bilmesem, yine ister miydim seni? Ya da her zamankinden çok mu olurdu arzum, tenini gizem bürüyünce? Ama bunların hiç önemi yok ki. Kadehimde ş

Hiç yorum yok: